
Kafamız bozuk!
“Günler”in sırtımıza yüklediği yük öylesine ağır ki her gün düşe kalka yara bere içinde kalıyormuş da sonra derin bir “offf” çekip aklımıza şu dizeleri getiriyormuşuz gibi: “Umudu dürt, umutsuzluğu yatıştır.”
Kafamız bozuk!
Şehrin kalabalığında, ıssız bir ara sokaktan caddeye doğru bakıyoruz, yaşamak telaşına kapılıp koşuşturan insanlara. Biliyoruz ki “Herkesin Bir Derdi Var”. Kimsesizlerden bir kimse gibi hissetsek de yalnız değiliz, çoğunluğuz. “Ajda Pek” böyle düşünmüyor olabilir ama biz Ömür’e selamla “Devamke” diyoruz.
“Dostluk bir çiçektir koklamak lazım gelir her dem
ama soldurmamak da gerek.”
Kafamız bozuk!
“Yanıyorum”a esin kaynağı olan Rembetiko filmindeki Marika’nın hikayesi devam ediyor. Ve ne acı bir tesadüftür ki bu şarkıyı yazdığımız Ayvalık’ta, kıyıya vuran göçmen teknelerinin sessizliğinde sürüyor. Yeryüzünün lanetlilerinin sesinden türüyoruz.
“Orada yabancı burda yabancı
Bulamadım kaçacak yer”
Bunca kafa bozukluğu içinde iki kadeh rakı içelim diyoruz ama paramız yetmiyor. Neyse ki damıtma meselesi kimya derslerinin ötesine geçti de rakı işini çözmüş olduk. Hadi rakı tamam, bu defa da şalgam tınne. Tam “Şalgamsız Rakı”ya düştük derken “Haydari” ile neşemizi buluyoruz.
Velhasıl, 2015’ten beri sahnelerde, evlerde, sofralarda pişirdiğimiz şarkıları yine dostlarla birlikte kayda aldık. Çalgılar bizden, koro vokaller çiçek dostlarımızdan oldu. İyi ki de oldu!